8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

                                                                             KADINLARIN HAKLI MÜCADELESİ

     Türk kadını tarihte fedakarlığın ve kahramanlığın sembolü olmuş dünya üzerinde eşi ve benzeri olmayan bir yapıya sahiptir.  Ne geçmişte nede bugün Türk kadını hiçbir zaman geride durmamış her zaman bu toplumun geleceğine yön vermiştir.

       Bizler, Türk Eğitim-Sen olarak dün olduğu gibi bugünde kadın eğitim çalışanlarının her zaman yanında ve sorunlarının her platformda savunucusu olduk. Yalnız bu mücadeleyi yaparken kadını hiçbir zaman geri planda düşünmedik her zaman sendika olarak kadınımız ve erkeklerimiz bu mücadeleyi omuz omuza verdik.

       Bu mücadelede kadının önemine değinmek istiyorum. Kadın bir anne olarak  çocuğunun geleceğini her şeyin önünde tutar ve bunun içinde hayat mücadelesinde her türlü fedakarlığı yapan üstün bir varlıktır. Çocuğun geleceğini düşünen anne için hak arama mücadelesinin yeri olan  sendikacılık bizce kadınlarımız tarafından bu güne kadar ihmal edilmiş bir alandır.

       Yapmış olduğumuz araştırmalar sonucunda. Dünya genelinde hızla artan yoksulluk emekçileri güvencesiz; güvencesiz olduğu kadar da ucuza çalışmaya ve ağır işlere yöneltti. Bu yönelimin baş unsurları ise açlığın pençesinden kurtulmak için daha çok didinen kadınlar olmaktadır.

       Dünya genelinde işgücünün üçte birini kadınlar oluşturuyor ve erkeklerden daha az ücret alıyorlar. Sendikalaşma oranları ise düşük düzeyde. Bugün özel kampanyalar yürütülmesine rağmen dünya genelinde çalışan kadınların ancak %40’ı sendikalı. Aslında 1990’lı yıllardan bu yana iktisadi ve sosyal çıkarlar hızla tekellerin lehine gelişim gösterdi. Tekellerin, emek gücünü en ucuz ve günübirlik bir biçimde yağmalama fırsatlarını değerlendirmesi sonucu özellikle kadın çalışanlar dünyanın her tarafında olduğu gibi ülkemizde de sömürülmekte ve ucuz iş gücü olarak çalıştırılmaktadır.

        Bu sömürüden kurtulmak, daha mutlu ve güvenli bir gelecek hayal ediyorsak mutlaka bir sendikaya üye olmak ve sendikal çalışmalara katılmak, kadın için, geleceğini düşündüğü çocukları için, çok öncelikli yapılması gereken bir görev olduğunu düşünmekteyim.

       Bizler Türk Eğitim-Sen ve konfederasyonumuz TÜRKİYE KAMU-SEN olarak kurulduğumuz günden bu güne bir çok konuda haklar elde ettik. Tasarruf Teşviklerin verilmesi KEY Hesaplarının çalışana ödenmesi gibi mali hakların yanında kadınların doğum izinlerini 16 haftaya çıkarılması gibi sayamayacağım kadar bir çok hakkı kazandık. Ama toplumun belli bir kesiminin destek vermeyip yanlış ve yandaş sendikalara destek vermeleri sonucunda ise bugün çocuklarımızın emeklilik yaşı 65 lere çıkmış sağlık paralı hale getirilmekte. Hükümet bütün çalışan memurları 4/C sözleşmelisi yapmak dayatması ile iş güvencemizi geleceğimizi tehdit etmektedir. Bu konulardaki mücadeleler devam etmekte ve özellikle siz kadınlarımızın sendikalara verecekleri destekle bu olumsuzlukların kısa zamanda aşılacağına olan inancımız tamdır.

       Yine kıymetli arkadaşlarım, sendikamız ve kadın komisyonlarımızın bir sıkıntısı da biz kadınların sendikalardan uzak durmasıdır. Bunu yönetim kurulumuzda çok tartıştık ve araştırdık. Kadınlarımız neden sendikalardan uzak?  Buna cevap olarak aşağıda belirtilen sonuçlara ulaştık;

       -Kadınlar sendikanın kendilerine ne bakımdan faydalı olacağını bilmiyorlar.
        -Aile ile ilgili sorumlulukları yüzünden zamanları yok.
       -Onlara bu konuda yol gösteren olmamış.
       -Sendikalar hakkında olumsuz düşüncelere sahipler.
       – Sendikalar kadınların ihtiyaçlarına cevap vermiyor.
       -Erkeklerin egemenliğindeler.
       -İşverenden çekiniyorlar.
       -Eşleri engel oluyor.
       -Üye olmak için özgüvene sahip değiller.

        Biz çalışan bayanlar olarak :
       Bayanların yönetime katılmalarının önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
       Kurumlarda ve toplum hayatındaki bütün uygulamalarda kadınlar ve erkeklere eşit  davranılmalıdır.
       Bayanlara yönelik sözlü ve fiziksel şiddete son verilmelidir.
       Ülkemizde kadın haklarının yeterince korunması için yeni yasal düzenlemeler yapılmalı ve bu düzenlemeler kağıt üzerinde kalmamalıdır.
       Medyada ve toplum hayatında kadın istismarına son verilmelidir.
       Çalışan bayanların çocuklarının bakım probleminin çözülmesi için, kurumlarda ücretsiz kreş açılmalıdır.
        Bayanların ve bütün çalışanların emeklilik yaşı yükseltilmemelidir. Diyoruz.

       Kıymetli eğitim çalışanı bayanlar, gelin bugünden itibaren bu olumsuzlukları ve engelleri hep birlikte aşalım. Bu Ülkenin geleceği ve çocuklarımızın geleceği için hep birlikte omuz omuza verelim. Sendikal mücadeleye katılarak gerek üye çalışması ve gerekse eylem ve etkinliklerde sorumluluk ve görev alalım bu ülke kadının gücünü modern çağın hak arama merkezi olan sendikacılıkta ne kadar iyi olduğunu dosta düşmana gösterelim.

       Ve buradan diyorum ki sendikamızın kadın komisyonunda görev almak isteyen arkadaşlarımızı sendikaya davet ediyorum. Birlikte çalışarak ve güçlenerek geleceğimizi emin ellere bırakalım.

        NE MUTLU BİR ATATÜRK YETİŞTİREN TÜRK KADININA,

        NE MUTLU O’NA SAHİP OLAN TÜRK MİLLETİNE…    

        Bu duygu ve düşüncelerle bütün bayanların-kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutlar, saygılar sunarım.

                                                                                                     Mircan KARAKUŞ
                                                                                 TÜRK EĞİTİM-SEN GAZİANTEP ŞUBESİ
                                                                                          KADIN KOMİSYONU BAŞKANI

21 views