2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAŞLARKEN
2011-2012 eğitim-öğretim yılı Ülkemizde olduğu gibi İlimizde de problemlerle başlamaktadır. Yıllardır biriken ve günümüzde de yenileri eklenen problemlerin çözümü mümkün iken, günübirlik politikalar ve siyasi kadrolaşma hastalığı nedeniyle, problemler çözülmek yerine, büyüyerek artmaktadır. Okulların eğitim-öğretime başladığı bu günde, İlimizin eğitim manzarası son yıllardaki SBS ve LYS sınavlarındaki başarısızlıkların devamlı hale geldiği vahim bir tablo haline dönüşmüştür. Bu vahim tablo, siyasi iktidarın Türkiye genelindeki yanlış ve yandaş politikalarını İlimizde de pervasızca uygulamasıyla ortaya çıkmıştır. Gaziantep’te kadrolaşma uğruna eğitimin yerlerde sürünmesine sebep olan siyasal iradenin milletvekilleri, taşra siyasetçileri ve onlardan paye bekleyen, iktidarın siyasi oyuncağı haline gelmiş bir sendika ve bir gurup eğitim çalışanı ilimizin eğitimindeki başarısızlığının baş aktörleridir.
Yeni eğitim-öğretim yılının başladığı bu günde, Gaziantep’teki vahim manzaraya inat, yepyeni bir heyecanla, ümitle geleceğe bakabilen öğrencilerin, eğitim çalışanlarının, annelerin, babaların yeni eğitim-öğretim yılını kutluyor, başarılı bir yıl diliyoruz. Yeni ders zilinin çaldığı bu günde, başlayan eğitim heyecanının ve duyarlılığının bütün bir yıl devam etmesini ve şartlar ne olursa olsun İlimizin eğitimde başarısının artmasını ve milletimizin yarınlarının teminatı olan çocuklarımızın Ülkemiz genelinde geleceğe iyi hazırlanmasını ümit ediyoruz.
“Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” diyen Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, eğitimin önemini veciz bir şekilde anlatmıştır. Son günlerde Milli Eğitim Teşkilat Kanununun, Kanun Hükmünde Kararnameyle değiştirilmesiyle Milli Eğitim Bakanlığının görevleri arasından “Atatürk İnkılap ve İlkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş vatandaş olarak yetiştirmek üzere, Bakanlığa bağlı her kademedeki öğretim kurumlarının öğretmen ve öğrencilerine ait bütün eğitim ve öğretim hizmetlerini planlamak, programlamak, yürütmek, takip ve denetim altında bulundurmak,” çıkarılmıştır. Düzenlemenin yeni hali maksatlı, manidar ve izaha muhtaç hale gelmiştir. Bu düzenlemeyle ilgili Milli Eğitim Bakanımızı kınıyor, maksadının ne olduğunu da açıklamaya davet ediyoruz.
İlimizde ve Ülkemiz genelinde yüzbinlerce öğretmen açığıyla eğitim-öğretim başlamaktadır. Atanmayı bekleyen 350 binleri aşan öğretmen adayının çığlıkları duymazdan gelinmektedir. İlimizde normal şartlarda bir eğitim için en az 8 bin olan öğretmen ihtiyacı giderek artmaktadır. Türkiye genelinde ise normal şartlarda bir eğitim için 200 binin üzerinde öğretmen atanmasına ihtiyaç vardır. Atama bekleyen öğretmenlere reva görülen uygulama dünyanın hiçbir Ülkesinde yoktur. Hiç bir millet kendi yarınları için yetişen eğitimcileri atıl durumda bekletmemiştir. Atama bekleyen 350 bin öğretmeni ihtiyaç olduğu halde atamamak Ülkemizin geleceğine vurulmuş bir darbe ve bir insanlık ayıbıdır.
Gaziantep’te okul öncesinden, ilköğretime ve ortaöğretime okul ve derslik açığı bir türlü istenilen düzeye ulaşamamıştır. Son yıllarda yapılan okul ve derslikler ihtiyacı karşılayamamıştır. Geçmiş yıllardaki okul ve derslik açığı, nüfus artışı, göçle gelen nüfus ve okullaşma oranları düşünüldüğünde Gaziantep’in okul ve derslik açığının karşılanamadığı apaçık ortadadır. Gaziantep’te eğitim sabahçı-öğleci diye tabir ettiğimiz normal olmayan şartlarda yapılmaktadır. Normal şartlarda bir eğitim baz alındığında ise okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde ayrı ayrı yüzlerce okula ve binlerce dersliğe ihtiyaç vardır. Gaziantep’in okul ve derslik konusundaki açığı derhal kapatılmalıdır. Yetkili makamlar ve ilimizin milletvekilleri ve özellikle iktidar partisi milletvekilleri, yıllardır toz pembe tablolarla ilimizin eğitiminden bahsettiler. Okullaşmadaki başarısızlıklarını ortaya koyup gerçekleri söyleyemediler. Bu gün ise aynı çevreler dut yemiş bülbül gibi susmaktadırlar. Fakat aynı kişiler, Gaziantep’te kadrolaşmaya ve eğitimi geriletmeye hala devam etmektedirler.
İlimizde ve Türkiye genelinde okulların ihtiyaçları için gerekli olan kaynak, genel bütçeden aktarılmamaktadır. Okullardaki yöneticiler ve diğer eğitim çalışanları okulları ayakta tutmakta zorlanmaktadırlar. Okullara kaynak lazım olduğunda ise “nereden bulursan bul” politikasıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Okulların ihtiyaçları olan kaynaklar okullara verilmezken, vatandaşla okul yöneticileri de karşı karşıya getirilmektedir. Okulların temizlik ihtiyacı için öğrencilerden para toplanması uygulaması ise halen devam etmekte ve sosyal devlet ilkesine yakışmayan bir uygulamadır. Her derece ve türdeki okullara gerekli kaynak gönderilmeli ve vergisini veren vatandaşlardan tekrar tekrar kaynak sağlanması uygulamasına son verilmelidir. Milli Eğitim Bakanları, Ülke genelindeki bütün okul ve kurumların kaynak ihtiyacını öncelikle bilmeli, sonrasında ise kaynak sağlamalıdır. Okulların kaynak probleminin sorumlusu okul ve kurumlardaki eğitim çalışanları değildir. İlimizde ve Türkiye genelinde vatandaşlarımız, okullardaki kaynak probleminin sorumlusunun Ülkemizi yönetenler ve Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu iyi bilmelidir. İcra edenler tribüne mesaj vererek vatandaşla okul yöneticilerini ve eğitim çalışanlarını karşı karşıya getirmemelidir.
Eğitim çalışanlarının görevlerini layıkıyla yapabileceği bir maaşa ihtiyacı vardır. Eğitim çalışanlarının hepsi yoksulluk sınırının altında maaş almaktadırlar. Eğitim çalışanlarının maaş ve ücretlerine günümüz koşullarına uygun zam yapılmalıdır. Eğitim çalışanlarının maaşları OECD ülkelerinin ortalamalarına (yıllık 30-40 bin dolar) yükseltilmelidir. Eğitim çalışanları ek iş yapmak zorunda kalmamalıdır.
Gaziantep’te ve Türkiye genelinde ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyinde en az 100 bin öğrencinin barınacağı devlet yurtlarına ihtiyaç vardır. Son yıllarda ortaöğretim ve yüksek öğretim gençliği yeterli yurt olmaması nedeniyle barınma ihtiyaçlarını karşılamak için değişik gurupların yurtlarında barınmak zorunda kalmaktadır. Bu anlamda Türkiye genelinde acilen ortaöğretim ve yükseköğretim gençliğinin barınacağı çok sayıda öğrenci yurdu yapılmalıdır.
Gaziantep’te ise özellikle yükseköğretim gençliğinin barınma ihtiyaçlarının karşılanması için öncelikle en az 2000 kız ve 2000 de erkek öğrenci yurdunun yapılaması gerekmektedir.. Türk Eğitim-Sen Gaziantep Şubesi olarak İlimizdeki Belediyeleri yurt yapımı konusunda göreve davet ediyoruz. Gaziantep’e gelen öğrencilerimizin yurt probleminin çözümüne belediyeler duyarsız kalmamalıdır.
Gaziantep’te okul ve kurumların teknik hizmetler, sağlık hizmetleri ve yardımcı hizmetler ve diğer kadrolar için en az 2500 kişiye ihtiyacı vardır. Okul ve kurumların bu ihtiyacı derhal karşılanmalıdır.
Gaziantep’te ve Ülke genelinde okullara güvenlik görevlisi kadrosu verilmelidir. Kaynak sıkıntısı içerisindeki okullar, güvenlikçilerin maaş veya ücretlerini de sağlamak zorunda bırakılmamalıdır. Okullara günümüz şartlarına göre her konuda genel bütçeden kaynak aktarılmalıdır.
Gaziantep’te eğitim-öğretimdeki başarının artması için eğitim çalışanları arasındaki yapılan ayrımcılığa son verilmelidir. Siyasi iradenin İlimiz milletvekilleri, il ve ilçe teşkilatları ve Gaziantep İlimiz genelindeki siyasi iktidarın oyuncağı haline gelmiş bir sendika, ve bir gurup eğitim çalışanı kadrolaşma uğruna eğitimdeki başarıyı bitirdiler. Öncelikle bu kişiler Gaziantep halkından ve eğitim çalışanlarından özür dilemelidirler. Gaziantep’te il ve ilçe milli eğitimlerde görevlendirilen yöneticiler derhal bu görevlerini bırakmalıdırlar. Türkiye genelinde şube müdürlüğü sınavı yapılarak, başarılı olanlar arasından bu kadrolara atama yapılmalıdır. İl ve ilçelerde mevcut yönetici normunun üzerinde yandaş anlayışı içerisinde yöneticilik yaptırılan yöneticilerle ilgili devleti zarara uğratmaktan soruşturma açılmalıdır.
Gaziantep’te eğitimin normale dönmesi için yıllardır devam eden her türlü ayrımcılık bitmelidir. Eğitim çalışanları huzur ve güven içerisinde ötekileştirilmeden, demokratik bir ortamda çalışmalıdırlar. Sonrasında ise eğitim için gerekli olan rekabet ortamı oluşturulmalı ve eğitim çalışanları başarının artması için yarış içerisinde çalışmalıdırlar. İlimizin en üst mülki amirinden, en sade vatandaşına kadar Gaziantep’te yaşayan herkes ilimizin eğitiminin daha iyiye gitmesi ve başarısının artması için gereken gayreti göstermelidir.
Bütün bu duygu ve düşüncelerle 2011-2012 eğitim öğretim yılının öğrencilerimize, eğitim çalışanlarına, Gaziantep halkımıza, Ülkemize ve Yüce Türk Milletine hayırlı uğurlu olmasını diler.
Başarılı bir eğitim-öğretim yılı dileğiyle, saygılar sunarım.
Bekir AVAN
Şube Başkanı
960 views